BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'NDE YAŞAMAK NASIL BİR ŞEYDİR? HOW IS LIFE IN U.A.E ?

Pazar, Temmuz 11, 2010

yeni evimiz

31 Mayıs Pazartesi
Sabah Efo işe gittikten sonra "Bir yeri sahiplenmenin en iyi yolu orayı temizlemektir" sloganımla işe koyuluyorum. önce ince hesaplar ile eşyaları düzenliyorum, ardından dip bucak temizlik.. Ev eski değil, Sadece bazı mantık hataları var. Bu bina aslında dışarıdan kocaman bir konak görüntüsünde, 3 katlı. ama sanırım bizim gibiler için binayı paramparça etmişler. Apartman kapısı aslında villanın giriş kapısı. Bizim evimizin kapısı ise aslında içeriden ve dışarıdan açmak için kolu olan, odalardan birinin kapısı. 1+1 evde 2 adet giriþ kapımız var. odalar kendinden klimalı ama salonu biz, yatak odasını komşularımızdan biri kontrol ediyor. günün sonunda ev Ikea örnek odalarına dönüşüyor. herşeyimiz olması gerektiği yerde, fazlası yok. Tek eksik erzak ve burada yaşadığımızı belli edecek eşyalar, objeler..


Akşam buraya en yakın market olan Carrefour'a gidiyoruz. Oldukça büyük bir yer, 2 katlı. alışveriş yapmak ise çok yorucu. bir sürü bilmediğimiz kelime arasına sıkışıp kalmışız sanki. Baharat reyonundaki bir kutunun üzerindeki kelimenin sözlükten bakıp da Kimyon olduğunu öğrendiğimde ki çığlığım unutulmazdı! sanki "işte yeni icadımız, etlerle en uyumlu baharatlardan biri olacak olan KIMYON!" der gibiydim, ardından şöyle bir sarılmayı da ihmal etmedim sanırım. Tanıdığımız hiç bir marka yok, olsa bile hep daha pahalı. Istanbul'da pahalı markalar kullandığımızı bilmiyordum. Ette bile Turkiye eti daha pahalı. Pirinç seçmek zor oldu çünkü bizim dışımızda Japonlar, Çinliler, Hintler, Araplar da malesef pirinci çok seviyorlar. Çeşit çeşit büyüklükte ve renkte pirinçler gördüm. Sonunda bizim pirinçlere en benzer görüntüde olan bir U.S.A princini tercih ettim. Soslar oldukça fazla ama yanlış yapma riski oldukça yüksek. Ben de sadece bir risk alarak yeni tadları keşfetme isteğim ile Heinz'in sapsarı rengi olan Piccalilli - Pickle diye bir sosunu aldım. Made in Holland. sonradan denediğimde farkettim ki kokusu berbat olsa da tanıdık bir tat. soğukken değil ama ısıtıldığında sandviç içindeyken Mcdonalds ya da Burger'da yediğimiz hamburgerlerin içindeki o hafif acımtırak tada benziyor. Sebzeler oldukça pahalı biz Türkiye'de domatese en fazla 3 lira verirken burada kilosu yaklaşık 18 dirhem. yeni fiyat karşılaştırma metodum Efo'dan öğrendiğim şekilde Dirhemi 2'ye bölüp çok az daha altını düşünmek. Yani Domates'in kilosu yaklaşık 9 lira! diğer sebzeler de aynı şekilde. Türkiye'den sadece Limon alabildim, o da 2 adet. Çok açık giyinmememe rağmen ki bunu da etrafta gördüğüm bir kaç kızın kıyafetine bakıp söylüyorum -gerçekten çok çok mini elbiseler giymişlerdi- nedense Arap olduğunu sandığım kişilerin bana doğru dik bakışlarını yakaladım. üzerimde sadece bir kot ve atlet body vardı. sanırım tenimin renginin açık olması ya da renkli gözlü olmam ilginç geldi. umarım kıyafetim ile ilgili değildir. Tefal'in kampanyasından yararlanıp 9 parça tencere + full kepçe setini 399 AED'ye aldık. toplamda bu alışverişimiz 257 $'a çıktı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyorum.